Uluborlu Tarihi

                 

                            

                                  ULUBORLU TARİHİ

    Beş bin yıllık bir tarihi geçmişi olan ve yaklaşık olarak bin yıldır Türk idaresinde olan Uluborlu; asırlar boyunca birçok medeniyetlere beşiklik etmiştir. Bu topraklarda kurulan medeniyetler tüm çevreye ışık tutmuştur.

Erken dönemlerde, bugünkü Bahar ve Kuyubaşı adıyla anılan mevkilerde kurulan Uluborlu'ya, Frigler döneminden, Bizanslıların sonlarına kadar "Apollonia" ismi verilmiştir. Coğrafi konumu, şehrin sosyal ve ekonomik yapısından dolayı Apollonia şehri düşman saldırılarına maruz kalmıştır. Şehrin idaresinde söz sahibi olan "Sozimus" isimli bir papaz stratejik bakımdan daha güvenli olan bugünkü Kale içi ve halk arasında şehir olarak adlandırılan, eski kasabaya Uluborlu'yu nakletmiştir. O ana kadar Apollonia ismiyle anılan beldeye, Sozimus'un ismine atfen, Sozimus'un şehri anlamına gelen "Sozopolis" adı verilmiştir. Aynı dönemlerde ayvalar memleketi anlamına gelen, Mordiaum adıyla da anılan Uluborlu Büyük Türk Milletinin idaresine girdikten sonra "Burgulu, Borlu, Birgili" gibi isimlerle yad edilmişir.

Borlu ismi Bizans ordusunda paralı askerlik yapan Kuman Kıpçak Türklerinin uç bölge askeri olarak Uluborlu'ya yerleştirilmesinden sonra; Kuman Kıpçak Türkleri tarafından verilmiştir. Ata yurdumuz olan Orta Asya'da kullanılan "Bor" kelimesi; Divan-ı Lûgat-it Türk adlı Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılmış olan eserde üzüm, şarap anlamında kullanılmıştır. Ayrıca Orta Asya'da Uygur Türkleri tarafından Bor kelimesi yaygın olarak bağlık, bahçelik ve üzüm olarak geçmişten günümüze kadar kullanıla gelmiştir. Türk'ün Anadolu'daki Ergenekonlarından birisi olan Uluborlu'da, Bor ismi önüne yüce büyük anlamına gelen, Ulu kelimesini alarak Uluborlu adına dönüşmüştür.

Asil Türk Milletiyle bu toprakların şereflenmesi, ilk olarak Bizans ordusunda paralı askerlik yapan Kuman Kıpçak Türklerinin yerleşmesiyle olmuştur. Hristiyan olan bu Türkler nüfus mübadelesine kadar Uluborlu'da yaşamışlardır. İnançlarından dolayı halk tarafından Rum (Gâvur) olarak adlandırılmışlardır.

Malazgirt Savaşı sonrası Anadolu Müslüman Türklere vatan olmaya başlamıştır. Bu savaştan sonra Anadolu'da fetih hareketlerine başlayan, Türkiye Selçuklularının yöneticisi Süleyman Şah döneminde bölge Türklerin eline geçmiştir.

Bu stratejik yerin Türk idaresine geçmesi Bizans açısından büyük bir yıkım olmuştur. Bunun üzerine Bizans İmparatoru II. Loannes Komnenos Uluborlu'yu fethetmek bir sefer düzenlemiştir. Ancak iyi korunan Uluborlu Kalesini alamayan Bizans İmparatoru şehri fethetmek için şöyle bir taktik uygulamıştır. Halen daha Kanlık Yokuşu adı verilen yerde pusu kuran Bizans komutanı taktik gereği, Uluborlu Kalesine saldırmış ve bir müddet yaptığı kuşatmadan sonra yenilmiş gibi yaparak geri çekilmeye başlamıştır. Bunları takip amacıyla kaleden çıkan Türkler, Bizans ordusu tarafından pusuya düşürülerek katledilmişlerdir. Bu olaydan dolayı bu bölgeye kanlık ismi verilmiştir. Halen daha bu bölge halk tarafından kanlık ismiyle anılmaktadır.

Ancak bu toprakları Bizans çok kısa bir süre elinde tutabilmiştir. 1184 yılına gelindiğinde Büyük Türk Sultanı II. Kılıçarslan Uluborlu'yu tekrar fethetmiştir. Selçuklu Sultanı koruma açısından çok güvenli olan bu şehre kendi ailesinden olan kişileri yerleştirmiştir; o gün bugündür Türk olan bu şehrin Selçukluların da soyundan geldiği Oğuz Türklerinin Kınık Boyuna mensuptur. Burayı fetheden Selçuklu Türkleri büyük bir ilim, kültür faaliyetlerine girmişlerdir. Onlardan kalan bir çok mimari yapı çağlara meydan okurcasına, Uluborlu'daki Türk mührünün bir göstergesi olarak günümüze kadar gelmiştir.

Selçuklular döneminde önemli merkezlerden biri olan Uluborlu, II. Kılıçarslan'ın ülkeyi 11 oğluna bölüştürdüğünde Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in idaresine verilmiştir. I. Gıyaseddin'le birlikte birçok ilim ve devlet adamı Uluborlu'ya gelmiştir. Bu zamanda yoğun bir Türk akınına uğrayan Uluborlu, büyük bir ilim, kültür ve sanat merkezi olmuştur.

Türkiye Selçuklu Devletinin zayıflatılmasıyla birlikte, ülkenin her bölgesinde beylikler kurulmaya başlamıştır. bölgedeki en önemli merkezlerden birisi olan Uluborlu'da bir Türk Beyi olan Hamid Bey Uluborlu merkezli Hamidoğulları Beyliği'ni kurmuştur. Bu beyliğe en parlak dönemi Hamid Bey'in torunu olan Dündar Bey yaşatmıştır. Bu parlak dönem pek çok mimari esere yansımıştır. Dündar Bey döneminde Uluborlu'da inşa edilen, Şeyh Muhiddin (Miyedin ) Çeşmesi bunun küçük bir örneğidir.

Osmanlı Beyliği'nin güçlenerek bir devlet halini almasından sonra Anadolu Türk Birliği'ni kurma faaliyetlerine başlamıştır. Bu doğrultuda Anadolu Beylikleri, Osmanlı idaresine alınmıştır. Uluborlu'da 1381 yılında Hamidoğulları idaresinden ayrılarak Osmanlı Devleti'nin yönetimine girmiştir.

Osmanlılar döneminde de önemli merkez olan şehirde sanayi oldukça gelişmiştir. Demircilik, dericilik, dokuma ve el sanatlarında gelişmiş bir sanayisi olan Uluborlu'muz Konya iline kadar pek çok yerleşim yerinin ihtiyacını karşılamıştır. Osmanlı Sarayı'na Sadrazamlar yetiştiren bir çok alimin sinesinden çıktığı Uluborlu; Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde pek çok insanını asker olarak Yemen'e ve diğer şehirlere göndermiştir.

Osmanlı Devleti'nin yıkılma aşamasına girdiği dönemde Anadolu'da Türk Milli Direniş Hareketine Uluborlulular da fiili olarak katılmışlardır. 1919 yılında 250 yedek subayla Nazilli Cephesinde Uluborlu'dan Milli Mücadeleye katılanlar, Demirci Mehmet Efe'nin birliklerinde vatan savunması için önemli mücadeleler yapmışlardır. Türk Kurtuluş Savaşında Uluborlu'dan 90 er ve erbaş şehit olmuş ayrıca 141 gazi İstiklal madalyası almıştır.

Uluborlu 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti'nin bir ili olan Isparta'nın ilçelerinden biri olarak mülki teşkilat içinde yerini almıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonrada önemini muhafaza eden Uluborlu Cumhuriyet döneminde de sahip olduğu tarihi mirasa, sosyal ve kültürel yapısına paralel olarak toplumsal konularda her zaman aktif hareket eden bir ilçe olmuştur.

   

                                             

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol