Banak

                                                                      BANAK 


Asli ve tabii ihtiyaç olan yemek, yenilebilen malzemelerin islemlerden geçerek sofraya sofraya getirilmesi serüveniyle insani bir merasime dönüsür. Gidanin dönüstürülmesi kadar bir sofrada takdimi, sofranin da adabi olusu, insan oglunun rafineligi ve sosyalliginin de göstergesidir. Bu bakimdan yemek kültürü tarih boyunca toplumlarin ayirici özelliklerinden en önemlileri olagelmistir. Yemek kültürü salt damak tadi farki olmanin ötesinde toplumlarin görüsünü, hayat tarzini da yansitan bir aynadir. Sözgelimi Uluborlu halki öteden beri sade, gösterissiz ve tutumlulugu esas alan bir hayat tarzini benimsemistir. Buna paralel olarak Uluborlu mutfaginda gidanin mümkün olan en kisa islemle sofraya ulastirilmasi esastir.
 Yemekler çogunlukla haslama yöntemiyle pisirilir, firinlama ve kizartma nadiren kullanilir. Bu çerçeve dahilinde Uluborlu yemeklerinin tanitimina geçebiliriz. Bilen bilir Uluborlu denince akla gelen ilk, belki de tek yemek banaktir. Hatta yakin yörenin damak tadini anlatan “Uluborlu banakçi, Senirkent üzümcü, Isparta kabakçi” darb-i meseli yaygindir Banak “bir et yemegidir” dersek yanlis olur. Banak “etin yemegidir.” Uluborlu halki et yemege düskündür. Yakin zamana kadar ailelerin evlerinde üç-bes koyun kuzu beslemeleri adetti. Böylece en geç üç ayda bir koyun kesilerek evin etsiz kalmamasi saglanirdi. Simdilik eti saklama yöntemlerine girmeyecegiz.




 
Ama bir evde taze et varsa o, sofraya mutlaka “banak ” olarak getirilir. Banak esasen etin en saglikli yöntemle yani haslanarak pisirilmesinden ibarettir.
 
Bunun için hayvanin en uygun bölgeleri gerdan ve kaburgalarla birlikte sirt kemigidir. Mecbur kalindiginda but yada kol da kullanilabilir. Ancak haslama ete asil tadini veren kemik oldugu için sirt ve boyun bölgesi tercihe sayandir. Elbette bu söyledigimiz hane ölçeginde yani en çok 12 kisilik sofra içindir. Uluborlu dügünlerinde yada hayir amaciyla verilen “as” larda sakatat disinda bütün yenilebilir et kismi kazana atilir. Banagin tarifine gelince, öyle uzun malzeme listesi ve karmasik pisirme teknikleri beklemeyin. Elinizde bahsettigimiz özellikte taze et, su, derin tencere ve pide varsa banak yemegi için hazirsiniz demektir.
 
Derin tencerede kaynamakta olan suya kani ve sinirleri temizlenmis et konulur. Kaynama sirasinda suyun üzerine çikan ve “kef” adi verilen istenmeyen kisim kasik veya kevgir yardimiyla toplanip atilir. ( Yöremizdeki profesyonel asçilar et suyuna tat vermesi için dogranmis sogan koymaktadirlar. Bunun için halka dogranmis sogan karabiber ekilerek biraz bekletildikten sonra kaynamakta olan tencereye pismeye yakin konur. 

Biraz kaynadiktan sonra seçilerek atilir.) Etler elle ayrilabilecek kivama geldiginde banak hazir demektir. Diger tarafta en az 12 saat bekletilen pide lokmalik parçalara kesilerek yayvan bir tabaga tek kat olarak dizilir. Kafi miktarda suyuyla birlikte etler bunun üzerine dökülüp dagitilir. Esasen etler kemigiyle birlikte konur ve elle yenir. Ancak son zamanlarda profesyonel asçilar etleri kemiginden ayirarak servis etmektedirler.
 
Tercihan üzerine karabiber serpilir. Pide bulunmadigi durumlarda ( hane ölçeginde ) dilimlenip kizartilmis bayat ekmek veya kuru yufka da kullanilabilir. Iste bu Uluborlu banagi etin en saglikli ve kisa yoldan yemege dönüsüp sofraniza gelmis halidir
.
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol